Tüketici Hukukunda Ayıplı Mal ve Hizmet

Tüketici Hukukunda Ayıplı Mal ve Hizmet

Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız alışveriş ve hizmet ilişkileri, zaman zaman tüketici açısından beklenmedik sorunlara yol açabilir. Satın alınan bir elektronik cihazın kısa sürede arızalanması, alınan hizmetin eksik veya hatalı şekilde yerine getirilmesi gibi durumlar, tüketici hukukunun temel konularından biri olan ayıplı mal ve ayıplı hizmet kavramlarını gündeme getirir. Bu yazıda, ayıplı mal ve hizmet kavramlarını, tüketicinin sahip olduğu hakları ve başvuru yollarını kısaca ele alıyoruz.

Ayıplı Mal ve Hizmet Nedir?

6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 3. Maddesindeki tanımlara göre mal, alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamlarda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallardır.

Ayıplı mal ise tüketiciye teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması veya objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı maldır.

Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir (TKHK m.8)

Mal tüketici tarafından belli saiklerle satın alınır ve bu maldan bu amacı gerçekleştirebilmesi, sunabilmesi beklenir. Örneğin; yeni alınan bir telefonun birkaç gün içinde arızalanması, teslim edilen mobilyanın çizik veya eksik parça içermesi vb.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2019/470 E, 2022/66 K:

Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemeden hareketle de ayıp, satılan malda ortaya çıkan, alıcının o maldan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar gibi özürleri ifade eder (BK m. 194) (Zevkliler, Aydın: Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2002, s. 108; Zevkliler, Aydın/Aydoğdu, Murat: Tüketicinin Korunması Hukuku, Ankara 2004, s. 104).

Ayıp türleri genel olarak üç başlıkta ele alınır:

  • Hukuki ayıp: Satın alınan malın mülkiyetinde ya da kullanımında hukuki bir engel bulunması durumudur. Burada malın maddi yönünde bir eksik yoktur. (Satın alınan evin mülkiyetinin aslında başkasına ait olması)
  • Ekonomik Ayıp: Alınan maldan elde edilecek verim, tasarruf gereği gibi yerine getirilmiyordur. (Az yakıt kullanıldığı amacıyla satın alınan aracın çok yakıt kullanıyor olması)
  • Maddi Ayıp: Malda bulunan ve malın amacına uygun kullanımı engelleyen ayıptır. (Gömleğin yırtık çıkması, düzleştiricinin ısınmaması vb.)

Ayıplı Hizmet:

THKK-m.3’e göre hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığı yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işlemidir. Hizmet hem bedensel hem fikri emeğe dayanabilir. Ayıplı hizmet ise taahhüt edildiği şekilde veya objektif ölçülere uygun biçimde yerine getirilmeyen hizmettir.

Ayıplı Mal ve Hizmetten Dolayı Sorumluluk

Satış sözleşmesinde alıcı bedeli ödemekle yükümlüyken satıcı da malı ya da hizmeti uygun bir şekilde sağlamalıdır. TBK-m. 222’ye göre satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur. Bu noktada karşımıza açık ayıp, gizli ayıp kavramları çıkacaktır.

Buna göre ilk husu malın/ hizmetin ayıplı olmasıdır. Daha sonra bu ayıbın önemli nitelikte olması gerekir. Diğer sınıflandırmalara ek olarak ayıbı önemli ve önemsiz olarak ayırmak da mümkündür. Önemli ayıplar esaslı noktalardaki eksiklik olarak tanımlanabilirken önemsiz ayıplar beklenilen faydası önemli ölçüde azaltmayan esaslı olmayan ayıplardır. TBK-m.219’da ayıbın esaslı olması ayıba karşı sorumlulukta bir şart olarak sayılmasına karşın TKHK’da böyle bir kıstas getirilmemiştir. Buna göre malda veya hizmette meydana gelen her türlü eksiklik önem durumuna bakılmaksızın ayıp sayılacaktır. Görüldüğü üzere TKHK TBK’nın aksine tüketici lehine daha geniş bir koruma getirmiştir.

Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Seçimlik Hakları

TKHK-m.15’e göre hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Hizmetin Yeniden Görülmesi Hakkı/ Ayıpsız Misliyle Değişim

Ayıplı mal söz konusuysa değişim hakkı gündeme gelirken ayıplı hizmet söz konusuyken yeniden görülmesi söz konusu olur. İmkanlar dahilinde talep edilebilen bir haktır. Eğer tüketicinin hizmetin yeniden görülmesiyle çıkarının halen korunacağı durumu söz konusuysa bu hakkı kullanması beklenir. Hizmet sağlayıcısı bu talebi 30 iş günü içerisinde yerine getirmelidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Buna göre bu hakkın kullanımı hizmet sağlayıcısı bakımından orantısız bir güçlük oluşturacaksa bu hak kullanılamaz. Görüldüğü üzere tüketici yararına bir eğilim olsa da gerektiği yerde sağlayıcının da menfaatleri göz ardı edilmemiştir.

Ücretsiz Onarım Hakkı

Bu hakta kıstas alınacak ölçüt aşırı masraf gerektirmemesidir. Onarımın halinde yapılacak masraflar satıcı/sağlayıcıya aittir. Amaç malın ayıpsız haline getirilmesidir. Bu onarım gereğinden uzun sürdüyse elbette tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilir.

Bedelden İndirim Hakkı

İndirim oranı malın ayıplı hali ile ayıpsız hali arasındaki farktan ibarettir. Ayıbın büyük sayılmadığı ve tüketicinin malı iade etmek istemediği durumlarda gündeme gelir.

Sözleşmeden Dönme

Bozucu yenilik doğuran bu hak kullanıldığı andan itibaren sonuç doğurur ve sözleşme bu andan itibaren geriye etkili olacak şekilde ortadan kalkar. TKHK-m.15/3’e göre tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhal tüketiciye iade edilir. Buna karşılık tüketici de elde ettiği tüm yararları satıcıya/sağlayıcıya iade etmekle yükümlüdür. (TBK-m.229)

Tazminat İsteme Hakkı

Yukarıda sayılan seçimlik haklara ek olarak tüketicinin zararlarına karşılık isteyebileceği bir haktır. Tüketicinin seçimlik haklarını kullanmadan TBK-m.112’ye aykırılık sebebiyle sözleşmeye aykırılıktan dolayı zararının tazmin edilmesini istemesinde bir sakınca yoktur. Buradaki zararlar kapsamına ayıptan doğan fiili zararları dahil etmekteyiz. Ayıba eklenen fiili zararlar dahil edilmeyecektir.

Yasal düzenlemeler çerçevesinde malın ayıplı olması halinde ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değişimi talebi halinde satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Satıcı haricinde üretici ve ithalatçının sorumluluğu iki seçimlik hak yönünden sınırlandırılmıştır.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/302 E, 2022/1440 K.

…Dava dosyasının incelenmesinde; davacının dava konusu aracını dava dışı 3. kişiden satın aldığı, davalı aleyhine aracın ayıplı olması nedeniyle onarım, mümkün olmaması halinde bedelde indirim talebinde bulunduğu, dava konusu aracın satıcısının dava dışı …olduğu, davalının sorumluluğunun ise tüketici kanununda düzenlenen malın ayıplı olması halinde üretici ve ithalatçı sıfatıyla iki seçimlik hak yönünden olduğu anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, davalının üretici ve/veya ithalatçı firma olup olmadığının araştırılması, üretici ve/veya ithalatçı firma olduğunun tespiti halinde davalının sorumluluğunun 6502 sayılı Kanun’un 11/2. maddesi gereğince iki seçimlik hak (onarım ve misli ile değişim) yönünden olduğu gözetilerek…

Gizli Ayıp Nedir?

Açık ayıp, teslim sırasında basit muayeneyle fark edilebilen ayıplardır (örneğin, kırık ekran). Gizli ayıp; teslimden bir süre sonra ortaya çıkan, tüketicinin normal incelemesiyle fark edemeyeceği ayıplardır. (Örn. Kullandıkça yazılım hatası veren bir bilgisayar)

Gizli ayıbın varlığı halinde ortaya çıktığı andan itibaren alıcının bu gizli ayıp halini satıcıya derhal bildirme yükümlülüğü vardır. Alıcının ayıpları bildiği veya bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir. Alıcı bilmesine rağmen satıcı bu sorumluluğu ayrıca üstlenebilir. (YHGK- 2021/1717 K)

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2023/3603 E, 2024/1839 K.

…bilirkişi raporları ile her bir iş yönünden ayrı ayrı açık ayıp gizli ayıp ayrımı yapılarak gizli ayıpların bir kısmının tüketici tarafından fark edilmesi mümkün olmayan ancak işinin ehli kişi tarafından tespit edilebileceği, bir kısmının ise fiili teslim tarihinden itibaren 1 ayda yahut 6 ayda ortaya çıkabileceğinin tespit edildiği…

Ayıbın Bildirilmesi (İhbarı) Usulü ve Süresi

Bu noktada TBK-m.223 hükmü esas alınır. Buna göre “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.

Buna göre açık ayıp halinde tüketici durumun olağan akışına göre derhal bildirmelidir. Bu bildirim geçerlilik açısından herhangi bir şekle tabi değildir. Ayıbı sonradan fark ederse sayılan hakları kullanmayacaktır. Bu bildirimi zamanında yapmış olması gözden geçirme külfetini de zamanında yerine getirmiş oldugunun kanıtı niteliğindedir. Aşikâr ayıp, herhangi bir muayeneye bile gerek kalmayacak bariz şekilde belli olan ayıptır. Bu tür ayıpta gözden geçirmeye gerek yoktur. TBK-m.222’ye göre alıcı bu aşikâr ayıbı görmesine rağmen satın aldığı maldan dolayı satıcının bir sorumluluğu olmayacaktır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi satıcı, tüketicinin bilmediği ayıplardan kendisi bilse de bilmese de sorumluydu. Haliyle burada alıcının bildiği açıktır.

Yargıtay 13. HD. 2016/13305 E, 2018/12209 K:

… alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır.

Yargıtay 15. HD. 2004/4170 E, 2005/746 K:

Ayıp ihbarının bildirimi bir şekle tabi değildir. Kuşku yok ki yazılı bildirim ispat kolaylığı sağlar. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığı tanık anlatımlarıyla da kanıtlanabilir

Malın Ayıplı Olduğunun İspat Yükü Kime Aittir?

TKHK-m.10/1’e göre teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

Ayıplı malın ispatında tüketici lehine bir yaklaşım söz konusudur. Ancak bu noktada satıcı bu karineyi teslim anında malın ayıplı olmadığını ispat ederek bu karineyi çürütebilme yetkisine sahiptir. İspat yükünün satıcıya bırakılmasındaki amaç tüketicinin satıcı karşısında ürün hakkında daha tecrübesiz olabilme ihtimali altındaki dengesizliği eşitlemektir. Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik-m.7’ye göre; İmalatçı/üretici aşağıdaki durumlardan birini ispatladığı taktirde malın sebep olduğu zarardan sorumlu tutulamaz:

a) Malı piyasaya sürmemiş olması,

b) Malın, satılmak gayesiyle veya ticari faaliyetlerin seyri sırasında üretilmemiş olması,

c) Tüm hal ve şartlar göz önünde bulundurulduğunda, zarara sebep olan ayıbın, mal piyasaya sürüldüğünde mevcut olmaması,

d) Malın teknik düzenlemesinin ayıba neden olması,

e) Mal piyasaya sürüldüğünde mevcut bulunan bilimsel ve teknolojik bilgilerin, ayıbın varlığının bilinmesine imkan vermemesi,

Nihai malın tasarımı ya da bu malın imalatçısının/üreticisinin talimatı sebebiyle, bütünü oluşturan parçalardan birinin imalatçısı/üreticisi, o malın ayıbından sorumlu değildir.

TKHK m. 10/I hükmünün Direktif ’ten esinlenmiş olması, Direktif ’te yer almayan gözden geçirme yükümlülüğünün, TKHK’nun kapsamına da alınmamasına neden olmuştur. Direktif ’in konuya ilişkin m.5/III düzenlemesi ise, CISG m.35/III hükmü esas alınarak düzenlenmiştir. Direktif m.5/III hükmüne göre, satılandaki sözleşmeye aykırılığın, malın tesliminden itibaren altı aylık süre içerisinde ortaya çıkmış bulunması halinde, söz konusu ayıp zaten, o malda teslim sırasında da mevcuttur. Direktif ilk altı ayda ayıbın varlığını karine olarak düzenlemiştir.

Ayıp Mal ve Hizmet İhtilafında Talep Hakkının Zamanaşımı

TKHK-m.12’ye göre kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. Ayıplı hizmetin varlığı halinde TKHK-m.16’ya göre kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.

TKHK’de tüketicinin ayıptan doğan seçimlik haklarına ilişkin zamanaşımı süreleri de kanunun emrediciliğinden dolayı taraflarca sözleşmeyle kısaltılamaz. Eğer taraflar zamanaşımını kısaltmışlarsa sözleşme batıl olacaktır. Zamanaşımı süresi kanunda belirtilen süreler olarak esas alınacaktır. Kanun koyucu zamanaşımının yalnızca ikinci el satışlarda iki yıldan bir yıla, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda beş yıldan üç yıla indirilebileceğini kabul etmektedir (TKHK-m.12/2)

Davanın Olası Sonuçları Nelerdir?

Tüketici, satıcı veya üreticiye başvurusuna rağmen haklarını alamazsa Tüketici Mahkemesi’nde ayıplı mal davası açabilir. Bu dava sonucunda mahkeme, somut olayın niteliğine göre farklı kararlar verebilir.
Mahkeme davacının talebine yönelik seçimlik hakların kullanılması talebine uygun olarak sözleşmeden dönmeyle birlikte bedel iadesine, ayıpsız misliyle değişim, ücretsiz onarım veya bedelde indirim kararı verebilir. Bunlara ek olarak doğan zarardan ötürü tazminat talebi varsa tazminata da hükmedilebilir. Nihayet, dava sonunda haksız çıkan tarafa yargılama giderleri ve vekâlet ücreti de yükletilir.

Konu Tüketici Hakem Heyetine Gider Mi?

Satın aldığımız bir malın veya hizmetin ayıplı olması durumunda ilk olarak satıcı/sağlayıcıya ayıptan kaynaklanan zararının giderilmesini talep edecektir. Anlaşamama durumlarında tüketicilerin, parasal sınırlara dikkat ederek hakem heyetine başvurmaları gerekmektedir.

Bu kurum ilk olarak 4077 sayılı mülga kanunla hayatımıza ‘tüketici sorunları hakem heyetleri’ olarak girmiştir. Tüketici hukukunda uyuşmazlıkların çözümünde hızlı, basit, pratik ve masrafsız bir yol sunmak amacıyla oluşturulan Tüketici Hakem Heyetleri, tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasındaki belirli parasal sınırın altındaki uyuşmazlıkları inceleyen ve karara bağlayan idari nitelikte kurullardır. Kararların ilamlı icraya konu edilebilmeleri nedeniyle de etkili bir çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

TKHK-m.66 ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği, bu heyetlerin kuruluşu, görevleri ve işleyişini düzenlemektedir. Ticaret Bakanlığı çatısı altında çalışmaktadırlar. Her il merkezinde İl Tüketici Hakem Heyeti, ayrıca büyükşehir statüsündeki illerde ilçe düzeyinde İlçe Tüketici Hakem Heyetleri kurulmuştur. Heyet; bir başkan (vali veya kaymakam tarafından görevlendirilen bir memur), belediye temsilcisi, baro tarafından görevlendirilen bir avukat, ticaret odası temsilcisi, tüketici örgütü temsilcisinden oluşur.

2025 yılı için değeri 149.000 TL’nin altında bulunan tüketici uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru zorunludur; doğrudan mahkemeye gidilemez. Sınırın üzerindeki tutarlarda ise Tüketici Mahkemesi görevlidir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvuru

Şahsen veya avukat aracılığıyla; elden, posta yoluyla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) (https://tuketicisikayeti.ticaret.gov.tr) ile tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılabilir. Sözlü başvuru yolu öngörülmemiştir.

Başvurular, uyuşmazlık konusunu içeren dilekçenin, varsa delil oluşturan ilgili belgelerle birlikte tüketici hakem heyetine verilmesiyle yapılır. Tüketici hakem heyetlerine yapılacak başvurular Ticaret Bakanlığı’nın internet sayfasında yer alan başvuru formu kullanılarak yapılabilir.

Başvurularda,

  • başvuru sahibinin adı, soyadı veya unvanı,
  • T.C. kimlik numarası/ pasaport numarası/ yabancı kimlik numarası,
  • başvuru sahibinin tüzel kişi durumunda ise vergi kimlik numarası,
  • adresi ve varsa diğer iletişim bilgileri ile varsa vekilinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası ile adresi,
  • uyuşmazlık konusu, talebi ve TL cinsinden uyuşmazlık değeri
  • şikâyet edilene ilişkin bilgilere
  • yer verilmesi zorunludur.

Uyuşmazlık değerinin döviz cinsinden olması durumunda, söz konusu değer başvuru tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın belirlediği efektif döviz satış kuru esas alınarak Türk Lirası’na çevrilir.

Elektronik ortamda yapılan başvuruların TÜBİS ile yapılması zorunludur. Bu başvuruların geçerli olabilmesi için uyuşmazlıkla ilgili başvuru formunun eksiksiz olarak doldurulması, varsa bilgi ve belgelerin sisteme yüklenmiş olması gerekir. Bu bilgilerin doldurulması ışığında başvuru inceleme aşamasına geçecektir.

Tüketici Hakem Heyetinde İnceleme Usulü

Tüketici hakem heyetleri incelemeleri dosya üzerinden yapılır, gerekli görülmesi halinde tüketici hakem heyetleri tarafından ayrıca taraflar ve bilirkişi dinlenebilir. Uyuşmazlık konusuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlardan isteyebilir. İstenen bilgi ve belgelerin sunulması için tebliğ tarihinden itibaren en fazla 30 gün süre verilir. Bu süre talep edilip başkanın da uygun görmesiyle uzatılabilir. Bilgi ve belgelerin verilen süresinde sunulmaması halinde dosyadaki bilgi ve belgeler üzerinden karar verilir.

Heyet başkanı, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut re’sen bilirkişi görevlendirebilir. Bilirkişi raporunun hazırlanması için bilirkişiye verilecek süre, bilirkişi görevlendirme yazısının tebliğinden itibaren 15 iş gününü geçemez. Talep üzerine 15 iş gününü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

Karar Süresi

Başvurular tarih ve sırasına göre en geç 6 ay içinde görüşülür ve karara bağlanır. Başvuru konusuna göre en fazla 3 ay daha uzatılabilir. Tarafların aciliyeti söz konusuysa talepte bulunurlar ve başkanın kabul etmesi üzerine heyette öncelikle gündeme alınabilirler.

Kararların İcrası

Tüketici hakem heyetlerinin kararları tarafları bağlayıcı niteliktedir. Bu kararlar yerine getirilmezse, İcra ve İflas Kanunu kapsamında ilamlı icra yoluna başvurulabilir.

Tüketici Hakem Heyeti Kararına Nasıl İtiraz Edilir?

Taraflar tüketici hakem heyeti kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içinde tüketici hakem heyetinin veya tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine, tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesine karara karşı itiraz edebilir.

Mahkemeye itiraz aşamasında, tüketiciler Harçlar Kanunu’nda düzenlenen harçlardan muaftır. Ancak HMK uyarınca gider avansı ödenmesi gerekmektedir. İtiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

Başvuru Takibi

Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular e-Devlet üzerinden TÜBİS kanalıyla takip edilebilir.

KAYNAKÇA

Ayıplı Hizmetten Doğan Sorumuluk ve Seçimlik Haklar, Av. Hasan Can ÇAĞLAYAN.

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un İspat Yüküne İlişkin Getirdiği Düzenleme, Serap HELVACI-Fatma Zeynep ALTINER ORDU.

Tüketici İşlemlerinde Ayıplı Mal ve Hizmetten Doğan Seçimlik Hakların Tabi Olduğu Zamanaşımı ve Bunun Garanti Taahhütleriyle İlişkisi, Yrd. Doç. Dr. Ahmet TÜRKMEN.

Tüketici Hakm Heyetleri ve İşleyişine Genel Bir Bakış, Dr. Av. Altay İltan AKTÜRK-Av. Ayşe ACAR UMUT.

https://tuketici.ticaret.gov.tr/haberler/tuketici-hakem-heyetlerine-basvurularda-2025-yili-parasal-degerleri-yeniden-belirlendi

https://www.ankara.bel.tr/files/6615/0874/5581/Aypl_Hizmet_Cepkask_Ret_Karar_rnei.pdf

https://ticaret.gov.tr/tuketici/tuketici-hakem-heyetleri/tuketici-hakem-heyetlerine-iliskin-bilgilendirme-metni

 

Yorum Bırakın